ERP Pazarlama Stratejileri ve Hatalar

Bu hafta nasıl gelişmiş ve planlanmış olabileceğini az çok tahminleyebildiğim bir toplantıya katıldım. Toplantının ana başlıkları KOBİ , VERİMLİLİK ve ERP idi.

Başlıklar bu olunca ilgimi çekmemesi çok mümkün değil. Ayrıca krizin derinleştiği ( derinliğinin de henüz kestirilemediği ) günlerde bu tip toplantılara gösterilen ilgi ve katılımcı profili oldukça önemlidir. Ben de bu ilgiyi görmek ve tarafların beklentilerini gözlemlemek için katıldım.

Bu tip toplantılar katılımcıların beklentileri , konuşmacıların sundukları , sponsorların beklentileri aynı çizgide buluşursa çok yararlı oluyor.

2000’li yılların başından beri katıldığım bu tip toplantılarda hep aynı yöntem ve taktikler uygulanıyor.

Rica edilmiş iki konuşmacı , kötü hazırlanmış zaman planlaması yapılmamış konuşmacı sunuşları , sırasını bekleyen ve benim ürünüm en iyisi diyecek olan ERP pazarlama ekipleri.

Bu tip toplantılarda toplantıya kimin davet edildiği , kimin katılımcı olduğu , davet edilen kişilerin işletme yönetiminde aldıkları yol , uyguladıkları yöntemler , katılımcıların birikimleri çok önemli konular.

Eğer bunlar bilinemiyor ve önceden yönetilemiyorsa toplantıdan tüm taraflar için sonuç elde etmek zorlaşıyor.

Girişten de anlayacağınız gibi tüm katılımcılar gibi ben de birbiri ile alakası olmayan iki konuşmacıyı dinlemek , 90’lardan kalmış bir kaizen videosunu yeni yöntemler diye izlemek , konuşmacıların kişisel tatminlerini arttırmaya çalışmasına sabretmek durumunda kaldım.

Ancak benim paylaşmak istediğim konu bu değil. Tüm ERP sektörünün artık daha fazla yapmaya başladığı bir hatadan bahsetmek istiyorum. Çünkü bu hata sunulan ürüne ve hatt ERP bilincine bence zarar veriyor.

Hata şu : İşletmeler bu türden sunuşlarda birbirinden bağımsız ve kötü yürütüldüğü sanılan süreçleri olan , herkesin bildiğini okuduğu , kötü yönetilen şirketler olarak ele alınıyor.

Şirketler eskiden böyleydi. Siz 1995’lerde izlenebilirlik , entegrasyon , verimlilik, maliyet diyerek ERP pazarlayabilirdiniz.

Ancak hepimiz biliyoruz ki geçtiğimiz 5 yılda artan rekabet bu türden verimsizlikleri çoktan elimine etti.

Artık her işletme  entegre çalışan iyi yada kötü bir bilgi sistemine , bir yazılıma sahip. Zaten sahip olmasalar ve verilerini izlemeseler çoktan batarlardı.

Artık sektörün vermesi gereken cevap ; “elinizdeki araçlar yeterli değil çünkü” diye söze başlayabilmek olmalıdır.

Danışman tayfasının ve ERP satıcılarının bu ülkenin sanayisinde  iyi şeyler yapılabildiğini, en azından sanayinin birşey bilmeden bu ölçeklere gelemeyebileceğini anlaması kendi varlıkları açısından yararlı olacaktır.

İş bilmez patronlar(!) ,  en azından bedelini ödedikleri ( hayatlarını idame ettirmelerini sağladıkları ) danışmanlardan bu kadar saygıyı hakediyorlar.

Görüşmek üzere…

Bursa ve Deva için bana yazın.