İşletmeler Neden Değişir?

Ne zor bir konu seçimi değil mi?

Gelişimi var olan bir sürecin veya bir ürünün olduğundan daha iyi ( ihtiyacı daha iyi karşılayacak biçimde ) biçime doğru iyileşmesi , iyileştirme olarak tanımlayarak başlayalım öyleyse.

İşletmelerde neden gelişime ihtiyaç duyulur?

Benim tecrübelerim mutlaka “zorlayıcı” bir faktöre işaret ediyor. Bazen müşteri , bazen patron , bazen rekabet ve (bizim kültürümüzde maalesef) nadiren öz disiplin.

Şimdi şirketinizde geçmiş yıllarda yaşadığınız değişimleri ve bunların sebeplerini bir düşünelim.

Neden değiştik? Zorlayıcı faktör neydi? Değişim hep gelişim ile mi sonuçlandı?

Değişim hızlı başlayan ancak gelişme sıra geldiğinde giderek yavaşlayan , elde edilen kazanımları sistematik hale getirmenin zor olduğu zor bir süreç.

Önce FARKINDALIK gerek , sorunun nerede olduğunu , neyi değiştireceğini bilmelisin. Nedenlerin en güçlüsüne saldırmak hızlı yol almayı ve değişimin sürmesi için gerekli motivasyonu sağlar.

Sonra DEĞİŞİM İSTEĞİ gerek. Karar vermek , niyet etmek , ilk adımı atmak her zaman önemli.

Başlamak önemli ama yol boyunca sana rehberlik edecek ve ” Biz bu işi neden yapıyorduk? Yola çıktığımızda amacımız neydi?” bir PLAN olsa iyi olur. Hatta bu planda hedefler , duraklar , kontrol noktaları , başarı parametreleri gibi detaylar mevcutsa çok iyi gidiyorsun demektir.

KARARLILIK , SÜRDÜRME : Herhalde iş hayatının hiç başlamamış aksiyon planları ile dolu olduğunu hepimiz biliyoruz. Yoksa yaptığımız planları uygulasak hepimiz şu an hayal ettiğimiz yerde olurduk.

SONUÇLANDIRMA : Herhalde en çok bu bölümde sıkıntı yaşıyoruz. İşler bir türlü sonuçlanmıyor. Neden mi?

Yukarıda yazdığımız adımlarda yaptığımız hatalardan herhalde. Değişimi istedikten sonra sorunu yanlış tespit etmek , bir plan yapmamak , başaramayacağımız yerleri hedeflemek , ciddiyetle ve disiplinle başarıyı kovalamamak bizi gerçek başarının uzağında tutuyor.

Sonunda geldiğimiz noktada kendimizi aslında İstanbul’da olmamız grekirken , Ankara’ya doğru yola çıkmış , Eskişehir’den Afyon istikametine dönmüş ve Kütahya çıkışında benzinimiz bitmiş olarak buluyoruz. Yolculuk sırasında yanımızda, yolu , gidilen yeri , yolculuğun kalitesini sorgulayacak birkaç yoldaş da varsa tadından yenmez gerçekten.

Neyse en azından yol aldık değil mi? Sence başardık mı? Yorumlarını bekliyorum.

Sevdiğim adamlardan birinin röportajından bir alıntı ile bitirelim. “What got you here, won’t get you there! – Seni buraya kadar getiren, daha ileri götürmez”  Sani Şener – Ayşe ARMAN Söyleşisi – Hürriyet / 29.09.2010 

Not : yazıyı işletme dışında kişisel hedefler için de yorumlamakta hiçbir sakınca yoktur.

 

Bursa ve Deva için bana yazın.