Doğrular , Yanlışlar

15 Ağustos’tan bu yana çok duyduğum cümleleri derlemek istedim. Duyduğum anda cevap veremediğim , susmanın daha kıymetli olduğunu düşündüğüm anların hatırına hepsine toplu bir cevap yazayım. Maksat tarihe not düşülsün , adet yerini bulsun.

“Birilerinin bir şeyler yapması lazım” , ben de böyle düşündüm. Sonra bu birilerinden muaf olmadığıma karar verdim. Mesela sosyal medya yada sosyal ortamda bir işe yaramayan sohbetlerden , başkalarını suçladığım gergin söylemlerden sıkıldığımı düşündüm. Kendine yarattığım konfor alanında yaşamanın çok mu keyifli olduğunu sordum kendime. Nimeti isteyip , külfete katlanmama yakışıyor mu bize dedim. Sonuç ortada.

“Siyaset çok kirli , bana göre değil” Siyaset kirli falan değil , biz uzun bir süredir bu alanı boş bıraktığımız için kişisel çıkarlarını önde tutan insan sayısı fazla. Türkiye’de iktidar sorunu var , ama sadece siyasi arenada değil. Kimse oturduğu koltuğu bırakmak istemiyor. Onlar koltuğu bırakmıyor , e sen de olduğun pozisyonu bırakıp onları rahatsız etmiyorsun. O zaman da şikayet etmek , siyaset dışından siyaset konuşmak sonuçları değiştirmiyor.

“Ne Yapabiliriz , Nasıl Katkıda Bulunabiliriz?” Gelerek tabi ki. Ben ülkede vergi veren herkesin ödediği verginin hesabını sormak üzere siyaset yapması gerektiğine inanıyorum. Her hak sahibinin hakkını aramak üzere sesini siyaset sahnesinde çıkarmasını önemli buluyorum. Geçtiğimiz 20 yılda özellikle STK’lar ve diğer tüm kurumlar siyaset dışına itildi , siyaset yapamaz duruma getirildi. Siyaset TV ekranlarından kaldırıldı. Adı tartışma programı olan ama bir karşıt görüşü içine sindiremeyen dedikodu programları ekranı kapladı. Özet hepimiz siyaset dışına itildik. Bugün herhangi bir meslek odasının hükümete karşı bile olmasına gerek yok herhangi bir konuda siyasi bir görüş açıklamasını bile hayal edemiyoruz. Tüm STK’lar suya sabuna dokunmayan insan topluluklarına dönüştürüldü. Her şey biz fark etmeden oldu. Hepsinin de sorumlusu biziz , bizim neme lazımcılığımız. O sebeple kendinize yakın bir siyasi partinin kapısını çalın ve içeri girin. Olmuyorsa birilerini destekleyin , bilginizle , emeğinizle , paranızla bulduğunuz her yoldan destekleyin.  Ama siyaset dışı kalmayın. Gelin en azından insanların dertlerini dinleyin , belki DEVA olursunuz.

“Siyaset Çok Zaman İster , Benim Zamanım Yok” Sen bana niyetin var mı onu söyle. Niyetin varsa kolay. Mesela DEVA’da bize sadece proje bazlı destek olan , sadece bağışla destek olan , sadece emeğini vererek destek olan , birlikte bizimle zaman harcayan birçok gönüllü var. Siyaset sadece seçimden 3 ay önce gece gündüz , mahalle mahalle dolaşılan , temsil bazlı bir iş değil ki. Hele artık hiç değil. Sosyal medya var , Youtube var. Zoom var , var oğlu var. Yeter ki sen bu toplum için bir şeyler üretmek iste. Kendi partim diye söylemiyorum 🙂  ama DEVA’nın kapıları herkese açık. Herkes olmak istediği haliyle , olmak istediği kadar bu ailenin içine olabiliyor. Önemli olan niyet. Bunu duyabileceğiniz , kendinize uyan başka partiler de vardır mutlaka. Ama biz siyasete değil bu ülke için üretmeye davet ediyoruz sizi. Siyaset yapamazsınız belki ama üretebilirsiniz.

 

Bursa ve Deva için bana yazın.