Benim için gerçekten yoğun bir Aralık ayı oldu.
Tüm yılın işi bir aya mı birikti? Bilmiyorum, artık çok da önemli değil. Nasıl olsa önümüzde koca bir yıl ve bir umut dağı var. Hiç ölmeyecekmişiz gibi plan yapmaya, umutlar yeşertmeye, hırslar geliştirmeye devam edebiliriz.
Aramızdan bazılarının planları boşa çıkacak. Bazılarımız 2015 hedeflerini gerçekleştiremeyecek. Beceriksiz oldukları için değil elbet, belki koşullar elvermeyecek, belki planı yanlış yapacağız, belki de plan yapmak yanlış olacak.
Belki de oyundan alınırız. Belki o yıl bu yıldır. Allah’ım belki de ben!
Nasıl gergin bir paragraf oldu değil mi? Kendimizi ölümsüz düşünmeden yaşayamıyoruz çünkü. Hâlbuki ölümlüyüz. Bir yıllık bir planlama yapmaya cüret etmeden önce ölümlü olduğumuzu hatırlamanın faydası olur mu acaba?
Mutlaka olur diye düşünüyorum. Çünkü birileri bizim içimizde sakladığımız ve esas önem vermemiz gereken önem sıramızı fena halde değiştiriyor. İç dünyamız her gün tecavüze uğruyor. Bizim değer verip bir yerlere konumlandırdığımız, saygı gösterdiğimiz, sevdiğimiz ve mutlu olmaları için çaba harcadığımız birçok kişi bizi yargılamak, önceliklerimizi değiştirmek, akıllarına gelen her anda nasıl davranmamız gerektiğini söylemek konusunda cüretkâr olabiliyor.
Mutluluk kendi hikâyemizi yazmaktan geçiyor, kendi içimizdeki ile yüzleşip, ne istediğimizi anlamaktan. Birilerinin bize ne olmamız ve nasıl olmamız gerektiğini söylemesine ihtiyacımız yok. Aslında bu söyleyenlerin çoğu da bizi kendi işlerine gelecek biçimde yoğurmak, işlevsel hale getirmek isteyenler değil mi?
Belki mutlu olmak için bu tür bir savunma mekanizması. Kendi mutsuzluğumuzu “bizi değiştirmek istiyorlar” kılıfına uydurup kendi kendine “aslında beni bir başıma bıraksalar acayip mutlu olurum” deme durumu. Belki de hayat gereksiz sorgulamacı akıl oyunlarından ibaret. Bizi sürekli olması gerekende tutmaya çalışan bir iç ses de olabilir. Yani kendimizle baş başayız. Sorgulayacaksak “acaba mutlu olmak istiyor muyum ?” sorgulaması daha yerinde olmaz mı? Belki de sorgulamayı bırakıp ıslık çalarak yaşamak gerek.
Siz nasıl mutlu oluyorsunuz bilmiyorum ama benim kafam “daha iyi” yapmak üzerine çalışıyor.
Benim planım bu. Yapmak için de geleceği beklememe gerek yok. 18 günün ilk günü bugün. Bugün gidip değerli bir büyüğümle yemek yiyeceğim. Sonra belki beni beklemeyen bir yerde, bir dostla kahve içerim.
Yeni yılda “neden bu dünyada olduğunuzu” keşfetmeniz dileğiyle…
Mutlu Yıllar.
Size beğendiğim bir kitap metni hediye ediyorum. Potansiyelinizi ortaya çıkabilmeniz dileğiyle.